bir tutmak

bir tutmak
to identify, to consider equal

İngilizce Sözlük Türkçe. 2010.

Игры ⚽ Поможем написать реферат

Look at other dictionaries:

  • bir tutmak (veya görmek) — eşit saymak, eşit görmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • tutmak — i, ar 1) Elde bulundurmak, ele almak Kucağında kundaklı bir çocuk tutuyordu. Ö. Seyfettin 2) Ele geçirmek, yakalamak Evvela bu terbiyesiz köpeği tuttu, bağladı. Ö. Seyfettin 3) Avlamak Dalyan işletiyorum, tuttuğumuz balığı tekrar denize döküyoruz …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • bir kenarda durmak — gerektiği zaman kullanmak üzere hazırda tutmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ...-i tutmak — bir işi yapacağı ve göreceği o zamana rastlamak Geleceği tutmak. Gideceği tutmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • yurt edinmek (veya tutmak) — bir yeri kendisine, ailesine yurt olarak kabul etmek, vatan tutmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kafasında tutmak — bir şeyi unutmamak, aklında tutmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • başlangıç tutmak — bir işi, bir dönemin, başladığı nokta veya tarih olarak kabul etmek, belirtmek Tarihler, bu sorunu açıklarken 1071 yılını başlangıç tutarlar. C. Uçuk …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • muaf tutmak — bir ödevi, bir görevi bağışlamak, ayrıcalık tanımak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • sürüncemede bırakmak (veya tutmak) — (bir işi) bir işi sonuçlanıncaya kadar boş yere geciktirmek, uzatmak Bana niye bu davayı böyle sürüncemede tuttuğunu izah etsin. A. Kulin …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • dem tutmak — bir çalgıya başka bir çalgı veya sesle eşlik etmek Dinî seslere şarkı, çalgı sesleri cevap verir, onlara âdeta dem tutardı. A. Ş. Hisar …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kir tutmak — (bir şey) kirini hemen belli edecek bir renkte olmak, çok kirlenmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”